seylann98
profili

  • diamond tema

    5 saatlik yayının 5 dakikalık özeti

    oskarlık amme hizmeti. bunu hak ettim:)

  • 23 haziran 2024 diamond tema fikret çetin yayını

    şimdi bu çocuk bangır bangır ölümle tehdit edilirken, onunla münazara yapan adamlar (cemre hariç) neden meydana çıkıp; "ya arkadaşlar lütfen kendinize gelin? kimse düşünceleri sebebiyle ölümle tehdit edilemez. biz gayet medenice bir fikir teatisinde bulunduk. kimseye küfür yahut hakaret edilmedi. lütfen bizi şahsi ve siyasi emellerinize alet etmeyin. islam'ı da bu şekilde terör yanlısı bir ideoloji olarak göstermeyin" vs. demediler? başta o gözlüklü yeniyetme şeriatçı soytarı ve diğerleri niçin sustular? ben söyliyeyim mi niçin sustuklarını?

    ç ü n k ü k a t i l l e r a m ı n a k o y a y ı m. çünkü bir insanın gerçek hayatta bir başkasını öldürmesi için öncelikle o kişiyi beyninde öldürmesi gerekir. işte bu sefil yaratıklar kendilerinden olmayan herkesi beyinlerinde ö l d ü r m ü ş l e r. bunu iyice bir anlayın artık.

    bu insanlar tüm dünyayı bir savaş alanı olarak görüyorlar. onlara göre bu savaş, inananlar ve inanmayanlar arasında geçiyor. inananlar güçleninceye dek barış içinde yaşama halini kendi lehlerine kullanacaklar. bu bir çeşit hile onlar için. ve yine onlara göre savaşta hile mübahtır. en nihayet güçlenince iki yoldan birinin seçilmesini isteyecekler insanlardan. ya ölürsün ya da bizim gibi inanırsın!

    bu hastalıklı ideoloji bölücülüğün, terörizmin, haysiyetsizliğin daniskasıdır. ışid, taliban kafasıdır bu. ve bununla münazara falan yapılmaz. müzakere de edilmez. sadece mücadele edilir.

    bugün bu kafanın memleket sathına yayılmasına mani olacak yegane güç türk milliyetçiliğidir. yani ulus devlet anlayışıdır. ortadoğu'yu kan gölüne çeviren mezhep savaşlarının türkiye'de bir türlü başlatılamama sebebi yine türk milliyetçiliğidir. zira bir türk başka bir türk'ü inanç farklılığından ötürü öldürmeyi d ü ş ü n e m e z. bu haltı yiyen her kim varsa dikkat edin türklükle arası problemlidir. çünkü inanç özü gereği birleştirmeye değil yadsımaya odaklanır. ulus fikri ise herkesi birleştirmeyi amaçlar. uluslar eşitlik, özgürlük ve kardeşlik temeli üzerinde yükselirler.

    bugün bakıyoruz, dünyada müslümanları yine en çok müslümanlar öldürüyor. hani nerede kardeşlik? o cami bu camiyi bombalıyor. o şeyh bu şeyh'i tekfir edip kellesini alıyor. nerede ulan kardeşlik? bir kişi de çıkıp demiyor ki; "aga bi sakin olun. siz italya'da doğsaydınız katolik olacaktınız amına koyim."

    görüyorum ve arttırıyorum. siktir edin italya'yı, siz babanızın değil halanızın çocuğu olsaydınız yine bambaşka biri olacaktınız. şirinevler'de değil ataköy'de doğsanız yine başka biriydiniz bugün. japonya'da doğsaydınız alayınız şintoist ve ateist idiniz şu an. rusya'da ortadoks, amerika'da evangalist-protestan, hindistan'da budist. yani finalde herkes içinde doğduğu toplum neyse ona tabi oluyor. tamamen bir tesadüfler zinciri bu.

    filanca köyde doğan çocuk sünni, hemen yanındaki köyde doğan çocuk alevi oluyor. oğlum böyle saçma bir şey için insan mı öldürülür? siz denyo musunuz? bugün ortadoğu'da adam gibi bir arap milliyetçiliği tesis edilmiş olsaydı ortalık bu halde mi olurdu?

    batılı güçler ortadoğu'da yükselen arap milletçiliğini parçalamak için ellerinden gelen her şeyi yapmış ve başarılı olmuştur. yine aynı güçler türkiye'de en büyük desteği siyasal islamcılara vermiştir. oluk oluk para ve nüfuz aktarmışlardır kendilerine. siz hiç batı tarafından fonlanan türkçü bir kurum, kuruluş duydunuz mu? duyamazsınız çünkü türk milliyetçisi her akım batının bu coğrafyadaki planları ile çatışmaktadır. fesli delilerin "keşke yunan galip gelseydi" demesi ve bop'u büyük bir fırsat olarak görmesi boşuna değildir. bu adamların tamamı batının kucağında inleyen sinyalcilerdir.

    işte tüm bu delilerin dünyasında kim daha "imanlı" ise daha az imanlı olanların kafasını koparır ve m a l ı n a ç ö k e r. mesele bundan ibarettir. inanç bu insanları daha doğru, akılla düşünen, dürüst namuslu kimseler yapmamıştır. aksine hepsini delirtmiş; en ilkel, en vahşi güdülerini icra etmek için "meşru" bir alan açmıştır. ahlaksızlıklarına perde olmuştur. bugün birilerinin karşımıza geçip şeriat diye anlattıkları şey kocaman bir yağma düzenidir. tarikat ve cemaatler de buraya bot basan şirketlerdir. sakallılar köseleri öldürür. cübbeliler cübbesizleri şişler. ortadoğu denilen çukur da budur.

    türkiye cumhuriyeti h e r ş e y e r a ğ m e n bu bataklıkta nefes alınacak bir vaha olarak kalmayı başarmıştır çünkü temeli sağlam atılmıştır. gerçekçi idealler üzerine kurulan çağdaş bir türk devletidir. türk milleti olarak bizler bu vahayı yaratan mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşlarına minnet borçluyuz. karadenizli hırsız müteahhitlere yahut bir takım fesli delilere değil! (ulan bir de memleketin atatürk görmüş hali bu. demek o da olmasaymış piiii)

    son söz; anadolu islam'ı, haklı olarak pek çok meseleyi senelerce filtreleyerek halktan gizleme yoluna gitmişti. lakin son yıllarda içeri alınan medeniyetsizlerin de etkisiyle turkalaştırılmamış şifresiz islamla yüz yüze geldiğimiz için halkımız şoke olmuş durumda. ben bu konuları tekrar gündeme getirdiği için diamond tema arkadaşımıza teşekkürü bir borç biliyorum. hayırlara vesile olur inşallah.

  • 38 haftada 99 puan toplayıp şampiyon olamamak

    konyaspor'a kaybettiği takdirde o takım galatasaray olacak. o zaman nerene sokacaksın bu başlık ve entry'i? sadece ahlaksız değiller kafaları da çalışmıyor bu adamların.

  • 31 ağustos 2023 şampiyonlar ligi kura çekimi

    ananı bacını sikim çekme.
    o karıyın amına koyum çekme.

    (bkz: manchester city)
    (bkz: real madrid)

  • rusya'nın ukrayna'ya savaş ilan etmesi

    "zaten savaşmıyor muydu" diyenler elbette olacaktır.

    hayır savaşmıyordu.

    savaşta bombardıman uçakları gökyüzünü kaplar. binlerce ton bombayı filolar halinde hedef gözetmeksizin aşağı bırakırlar. bu bombalar tüm şehiri dev bir alev topuna çevirir. ateş saniyeler içinde harlanır ve büyür. bomba düşmeyen bir nokta kalmadığı için alevler kaçacak yer bulamaz ve kendi kendini besleyen bir yangın fırtınasına dönüşür. binleri bulan sıcaklığın etkisiyle tüm binalar ve yollar erir. gözgözü görmez bir cehennemin içinde güven içinde sığınacak bir yer kalmamıştır. nefes alıp veren tüm canlılar boğularak ve derileri kavrularak ölürler.

    işte savaş budur.

    nükleer falan yok bakın bu hikayede.

  • 16 mayıs 2022 salda gölü'nün son hali

    seni kendi haline bırakır mıyız sandın? sen de siyasal islam'ı tadacaksın. siyasal islam yenilmezdir. ona kurşun işlemez. hiç boşuna uğraşmayın. ahlaksız ve vicdansız insanları yenemezsiniz. o yüzden ben badem bıyıklı hırsızlara yenildiğimi kabul ettim. bütün güzellikleri yok edene dek durmayacaklar.

    çünkü onlar mağdur. çünkü onlar başını örtemedi. çünkü onlar dinini yaşayamadı. hamd olsun şimdi dibine kadar yaşıyorlar. ne mutlu onlara. siyasal islam bu topraklarda kıyamete dek var olacak. bari dünyanın başka yerleri kurtarılsın. atatürk'ün ülkesinin başına gelenler başkalarına anlatılsın. biz yandık, başkaları da yanmasın.

  • 30 nisan 2022 jahrein mülteci haberi

    anadolu'yu türksüzleştirme, türkleri mülksüzleştirme projesine bir tekme daha atmasını umduğum haberdir. mülteci değil işgalcisiniz. gideceksiniz.

  • partimizin adayı kemal kılıçdaroğlu'dur

    o zaman benden oy yerine eşeğin sikini alırsınız kardeşim. benim oy vermediğim adam nasıl başkan seçilecekmiş merak ediyorum. sırf halka inat iş yaptığın için kaybetmeni istiyorum kılıçdaroğlu.

    elinde kazanması yüzde yüz olan bir adayın varken, kaybetmesi yüzde yüz olan kendini aday gösterirsen rezil kepaze olman için elimden gelen her şeyi yapacağıma yemin ediyorum.

    sen hayatın boyunca girdiğin hangi seçimi kazandın? bizi ak koyunlar gibi güdeceğini mi sanıyorsun? bir tane domatesin 8 liraya satıldığı, dünyanın en çok kaçak göçmen barındıran ülkesinde hala birinci parti olamadın. hala daha adam gibi bir anti-göçmen siyaseti bile koyamıyorsun ortaya. o kararlılık yok gözlerinde. sesinde o samimiyet yok.

    şu an sınırlarımızdan içeri bölük bölük canlı bomba giriyor. adamların tipinde hayır yok. ve ben boğulduğumu hissediyorum bunları görünce. evimin içinde durduğum yerde birileri gırtlağıma basıyormuş gibi geliyor. toprağın altımdan kayıp gittiğini hissediyorum. benimle aynı duyguları paylaşıyor musun sen?

    şu an bu konular avrupa'yı kasıp kavuruyor. anti-göçmen politikalar yıktı geçti ortalığı. birbirine girdi avrupa siyaseti. ve sen kalkmış o mükemmel siyasi zekanla 0.5'lik babacan'la öteki fare suratlı herifin peşinden gidiyorsun. anam tayyib'i de alın masaya!

    ve ilginçtir; kurduğunuz o masada yalandan bile olsa bir kerecik "atatürk" diyemediniz. bir defacık "türk milleti" diyemediniz. bir yandan etnik kimliklere anayasada yer açıyorsun. beri yandan tarikatların, şeyhlerin önünü açıyorsun. bir de takmışlar kafayı kürtlerin oyu da kürtlerin oyu. türklerin oyu çantada keklik öyle ya? geri zekalı yazıyor bizim alnımızda değil mi?

    mustafa kemal atatürk'ün kurduğu ülkeyi böyle görmek beni öldürüyor. 8 yaşındaki oğlum "baba türkiye bok gibi bir ülke değil mi?" diye sorduğunda böğrüme hançer saplanıyor. bu çocuk bu lafları nereden öğreniyor? ama hiç merak etmeyin şov yeni başlıyor. şu andan itibaren anti-göçmen politikalar bu ülkede ya iktidar olur ya ana muhalefet. göreceksiniz lan siz.

  • akp seçmeninin yavaş yavaş uyanmaya başlaması

    dünya lideriyiz derken donsuz kalan bir topluluğun içine düştüğü paradoksu izah edecek kelime bulamıyorum.

    hadi cebini doldurana bir şey demiyorum. o zaten namussuz. ama ötekisi en ahlâksız olanı.

    karnı aç kalınca uyanan kimselerin doğruluğuna inanmıyorum. pislik tepesine yağınca itiraz edenin kalbine güvenmiyorum. nice hayatları solduran haksızlıklar yaşanırken neredeydiniz? neredeydiniz kötülük her yanımızı sararken?

    akp türk milletinin geçmişini, bugününü ve geleceğini yağmalayan bir suç örgütüdür. sizler de bu suç örgütünün gönüllü üyelerisiniz. uyuşturucu gemileriyle ayakta duran bir hırsıza tapınarak cennete gideceğini zanneden delilersiniz.

    sizler annemiz, babamız, anneannemiz, dedemiz komşumuz, iş arkadaşımız, köşedeki marketçisiniz.

    bizimle aynı pazara gidiyorsunuz. maaşlarımız aynı. aynı kaynaktan gelen suyu içiyoruz. soluduğumuz hava aynı. aynı iş yeri, aynı servisler, iaşemiz aynı. eşimizden çocuğumuzdan çok sizleri görüyoruz.

    bizimle yanyana durması gerekenler sizlersiniz. sizinle aynı hayatı paylaşanlar bizleriz. tapındığınız o aşağılık hırsızlar değil. onlar ekranda bir görüntü, radyoda bir ses, gazetede bir fotoğraftan ibaretler. onları hiç görmediniz. onlar gerçekte yoklar. gerçekten var olanlar bizleriz.

    sizlere güzel güzel anlattık olmadı. tatlı tatlı konuştuk olmadı. bağırdık çağırdık küfür ettik sövdük saydık olmadı. sonra yeniden sakince anlattık, yalvardık olmadı. hiçbiri yeterli olmadı.

    ve bugün itibari ile sizler, devletin eski sahiplerinin; bir kamu otoritesini sizlere teslim etme noktasındaki kaygılarını, korkularını haklı çıkardınız. onların sizinle ilgili olan tüm endişelerini ve yargılarını gerçeğe dönüştürdünüz. ağacından, solucanına dek nefes alıp veren her bir canlıyı bu yakıcı gerçekliğin çölünde yaşamaya mahkum ettiniz.

    o halde buyurun yarattığınız canavarla yüzleşin. hepinize günaydın.

  • ya batarız ya çıkarız diyen ekonomi bakanı

    az biraz yavşak gibi ama samimi bir bakandır.

  • şu ana kadar en az 6 ay ikamet edilen iller

    harbi harbi sayfalar dolusu yazmışlar kaldıkları yerleri. hala da yazıyor sığırlar. kim ne yapsın ulan sizin kaldığınız yerleri? atatürk müsünüz?

  • çalışma hayatım

    arkadaşlar size kötü haberlerim var. aslında bunu ne zamandır yazmak istiyordum. bizim tabi olduğumuz yeni sistemde çalıştıkça ve prim ödedikçe çalışanların emekli aylığı düşüyor! neden diye sormayın ama böyle. isterseniz gidin bunu araştırın. ben bu gerçekle ilk yüzleştiğimde inanmak istemedim. çünkü kulağa çok saçma geliyordu. tam tersine çok çalışan ve prim ödeyen birinin daha çok maaş almasını bekliyordum. ancak bu sistemde öyle olmadığını gördüm. mesela ben bir gıda fabrikasında 15 yıldır işçiyim. sigortaya girişim 2007 yılından. e-devlet'e göre şu an emekli olsam 1400 lira emekli aylığım olacak. işin garibi ben çalıştıkça ve prim ödedikçe bu 1400 lira yukarı çıkacağına aşağı iniyor. 40 yıl çalışıyorum diyelim, finalde 400-500 lira aylıkla sap gibi ortada kalıyorum. 2008 yılında çıkan bu yeni sistemde sigorta başlangıç tarihinizin hiçbir önemi yok. isterseniz 1990 tarihi girişli olun. ocak 2008 tarihinden itibaren ödediğiniz ve ödeyeceğiniz primler gelecekteki emekli aylığınızı çöpe dönüştürmektedir.

    aslında şimdi bile 900 lira emekli aylığı olan insanlar var. ama şimdi siz içinizden "hayır onların durumu başka. benim aylığım öyle olmayacak" diyorsunuz biliyorum. bende öyle diyordum çünkü. işte seneler geçtikçe bununla yüzleşeceğiz. lakin ömrümüzün en güzel verimli yılları geçmiş olacak. aslında tamamen boşuna çalışıyor ve prim ödüyoruz. sizler babalarınız yahut dedeleriniz gibi ortalama bir emekli aylığı ile yaşar gideriz sanıyorsunuz biliyorum. bende öyle zannediyordum çünkü. ama öyle değil işte. öyle olmayacak. işte bu, bizi yönetenlerin hepimize attığı en büyük kazıktır. şu meşhur kurbağanın pişme hikayesi var ya hani. işte o hikaye bu. milyonlarca insan sefalete koşar adım gittiğinin farkında değil. maalesef gerçeği ömürleri çöpe gittikten sonra öğrenecekler. bundan daha acı bir tablo düşünemiyorum.

    konuyla ilgili bir uzmanın yorumu.

  • marketlere karşı istiklal savaşı veriyoruz

    siyasal islam'ın özeti niteliğinde açıklamadır.

    ben insanlık adına kendilerinden utanıyorum. insan denen varlık bu denli omurgasız olmamalıydı.

  • emine hanım elma kabuklarını ziyan ettirmiyor

    numlock ışığını kapatarak elektrik tasarrufu yapmak gibidir.

  • berat albayrak'ın kıymetini sonra anlayacağız

    "uygulamaya çalıştığı politika doğruydu."

    hay senin ben kafanı sikiyim. ulan bu herifin 5 yıl boyunca açıkladığı her rakam 3 gün sonra patates oldu. lan pornhub'a düştü bu herif "ateşli genç adam türk ekonomisini sikiyor" diye. inanmayan için +18 link lan gençliğimizi çaldınız bari aklımızla dalga geçmeyin.

  • abdurrahman dilipak'tan erdoğan'a açık mektup

    (bkz: bi siktir git dedirten dinci zırvaları)

  • trabzon ayasofya müzesinin olağanüstü değişimi

    pandemi sürecinde gözle kaş arasında bunu da aradan çıkarmışlar.

    yüreğiniz dayanacaksa fotoğrafları inceleyin.

    önce ayasofya

    sonra ayasofya

    * * *

    önce ayasofya

    sonra ayasofya

    edit: 800 yıllık yapının içine dışına her yerine beton dökmüşler resmen. bu pek narin ve estetik binanın her yerinden iyi niyet fışkıran canım peyzajını ve minik yürüyüş yollarını betona boğup katletmişler. mahkeme yürütmeyi durdurma kararı almış ancak buna rağmen durmamışlar.

    2013 yılında iğrenç tahtadan bozma doğramalarla canım fresklerin üstünü kapatmışlar.

    şu an yapılmakta olan inşaat ile (restorasyon diyemiyorum) söz konusu fresklerin tamamen başka motiflerle kaplanacağı bilgisine ulaştım. ki halen gerçek olmadığını düşünüyorum. gerçekse yazıklar olsun diyorum. insanlığı şu fresklerden mahrum etmeye ne hakkınız var? bu cür'eti nereden buluyorsunuz?

    değişime başta ses çıkarmayan hatta memnun olan trabzon insanı sonradan çok müzdarip olmuş zira 2013 yılında camiye çevrilmeden önce günde 50 otobüs ziyaretçinin geldiği yapı özellikle yabancı misafirler için tüm cazibesini yitirmiş. güzargah dışı kalmış. sonrasında ahşap doğramaları kaldırıp camla kaplamayı düşünmüşler freskleri tekrar ortaya çıkarmak için. şu an yapılan inşaat ise faciayı başka bir boyuta taşıyor resmen.

    yahu çok lazımdı size cami değil mi? çünkü yoktu hiç trabzon'da iki rekat namaz kılacak bir yer değil mi? ulan şu kadarcık bir farklılığa bile tahammül edemiyorsunuz. dahası onu koruyup yüceltmek yerine geri dönüşü mümkün olmayacak biçimde yok ediyorsunuz. bu millet bu coğrafyayı ve içindeki güzellikleri hak etmiyor arkadaş.

    ekleme: şimdi kimseye haksızlık yapmayalım. ilk verdiğim eski fotoğrafta yapının etrafını sarmış çok çirkin binalar görülüyor. sonrasında bütün bunlar gayet güzel temizlenmiş. hatta birkaç sene öncesine kadar mevcut dış dokusu çok güzel şekilde korunarak gelmiş.

    ancak bugün yapılanlar geçmişteki iyi işleri yok etmekle kalmıyor adeta bir vandalizm boyutuna eriştiriyor. iç yapıda gerçekleştirilen katliam geçen birkaç yılın ardından dışarıya da sirayet etmiş görünüyor. benim anlamadığım şey tüm bunlar niçin yapılıyor?

    şu memleketten ermenileri kovduk, rumları kovduk, hıristiyanları, yahudileri kovduk. yetmedi mallarına el koyduk. yetmedi onlardan kalan üç beş güzel yapıya da çökmeye kalkıyoruz. ulan sizin o canım kiliseye ne katkınız var? taş üstüne taş mı koydunuz da şimdi kalkıp göz koyuyorsunuz? yağmacı sürüsü!

  • yazarların son 10 günlük iş durumları

    fabrikamız 3 vardiya durmaksızın çalışıyor. tüm türkiye korona'ya bulansa da durmayacağız. marketleri asla boş bırakmayacağız. gıdaspor.

  • türkiye'nin sürü bağışıklığına geçtiği açıklaması

    "18 yıl ülkeyi yedik bitirdik. tüm kaynakları yandaşlara pay ettik. kasada para kalmadı. iş bu halde ölen ölür kalan kalır" demek yerine sürü bağışıklığı diye bir şey uydurmuşlar.

  • almanya'nın corona için 500 milyar euro fonlaması

    nereden bakarsan bak inanılmaz bir olay. alman devleti resmen "bırakın gelsin biz buradayız" demiş alman halkına. korkunç bir gövde gösterisi lan bu. özel sektöre ve vatandaşına dimdik durması için sonsuz güven aşılamışlar. işte devlet dediğin böyle olur. ben böyle devletin daşşağını yerim. biz olsak corona vergisi koyup halkı sikmeye kalkarız. nitekim kalkacağız eminim.

    kaynak

    ekleme: aşağıda bir arkadaş bu paranın hibe değil kredi olduğunu söylemiş. he canım bir sen akıllısın zaten ben okumadım haberi. ulan adam tek kuruş faiz istemiyor ateşlenen bu paraya. sadece uzuuuuun senelere yayarak ertelemeli geri ödeme alıyor. ayrıca içinde hibe olan kısımlarda var. resmen dilenciye para beğendiremiyoruz.