sözlük,
4 senedir kadıköyde yenilmiyoruz :)

türkiye'nin en büyük holdinginin sahibinin oğlu olarak dünyaya gel. lise eğitimini ingiltere'de, lisans ve yüksek lisans eğitimini abd'de tamamla. türkiye'nin en büyük holdinginde yıllarca yk üyeliği yap. sonra gel tribünde taraftar kovalarken bul kendini.

ali koç'a bunu yapan hayat bize neler yapmaz.

dayak geri gelmelidir. burası ortadoğu amk. ne psikolojisi bozuluru. zaten bozuk.

altını çizmekte fayda olan tedbirlerdir; tasarrufu yapacak olan hükümet değil vatandaş olacak!

spor müsabakaları tarihine kara bir leke olarak geçen en saçma başlangıç seremonisi pankartı.
başlangıç seremonilerinde genellikle ev sahibi takım kendi tarihiyle, kendi başarılarıyla ilgili güzel ve etkileyici görseller, yazılar hazırlar. sanırım bununla ilgili yeterince veriye ulaşılamadı. (bkz: 404 not found)

fenerbahçeli olmamama rağmen utandım fenerli olsam daha fazla utanırdım. tamam rekabet var, çekişme var ama az da olsa saygı olur, az da olsa zeka pırıltısı katarsın. ya ananız, babanız, arkadaşınız yok mu galatasaray’lı.

her anlamıyla centilmenlik dışı,
her anlamıyla ötekileştirici,
her anlamıyla seviyesiz.

bu pankartı açana da, açtırana da yazıklar olsun. fenerbahçe yine fenerbahçe’liğini yaptı. sonra neden bizi kimse sevmiyor. neden acaba?

bir rivayete göre 48.000,diğer rivayete göre 15.000 türk lirası maaş alan, kartal imam hatip mezunu, mail atmayı seven fakat yazım ve imla kuralları ile türkçe dilinden bihaber bir torpilli.

odtü elektrik elektronik mezuniyet + odtü yüksek lisans mezunu mühendis bugün 2500 tl maaşla başladı.

yeni türkiye'ye hoş geldiniz.

edit: adı geçen şahsın bu maaşı almadığını iddia eden bir mesaj aldım. iddia sahibi iş arkadaşı olduğunu söyledi. ben de gerçek maaşını söylerse düzelteceğimi ekledim. kendisi herşey dahil 15.000 olduğunu iddia ediyor. yazması bizden takdir sizden.

ama kısa bir aramayla gerçeğin şu olduğu görülecektir.

edit 2: odatv'nin bir araştırma yaparak, bu olayları haberleştireceğini düşünüyorum. zira araştırmacı gazetecilik beklentisinin olduğu tek mecra kendileri.

edit 3 : maaşlar dolar bazlı ödeniyormuş. o nedenle fazlaymış. ayrıca maaş dışında makam aracı gibi yan imkanlar da varmış. mesela damacana müdürü diye bir müdür varmış. binlerce dolar maaş yanında, makam aracı varmış.

tabi en doğru bilgiyi bacımızın kendisi verecektir sosyal medya hesaplarından. yayınlamak boynumuzun borcu olsun.

edit 4: gençler maalesef piyasa şartları çok kötü. evet maalesef bogazici mezunu bir tanıdığım direkt asgari ücretle başladı. dahası bir yıl işsiz gezdi.

gerçi bu ücretler deneme veya geçiş ücreti olarak da düşünülebilir, ama ülkenin durumu hakkında da o kadar iyimser olmayın.

ha bu zor günler geçecek, liyakate, adalete, zekaya, kabiliyete önem veren adil ve vizyon sahibi idareciler de gelecek ülkemize. ama bu günümüzün gerçeği.

ben de verdigim 8 senelik emeğin karşılığında siktir yemekten başka bir teşekküre uğramamış emekçiyim. çok zoruma gidiyor bu durumlar. hele son bir yılda çektiklerimi bir allah bir ben biliyorum. benim hak ettiğim yere akp nin atadığı tipleri görsenşz benim gibi delirirdiniz.

edit 5 : tablo netleşiyor 700 tane müdür, 5000-6000 dolar maaş, 3000 dolar kira yardımı ve özel araç.

bugünün önemli gelişmeleri,

* ölü sayısı 2.470

* italya 3. ölüm vakasını bildirdi. hasta yaşlı ve kanser hastasıymış. iran'daki ölü sayısı 8 e yükseldi. güney kore'deki ölüm sayısı 6'ya yükseldi.

diamond princess gemisi hastalarından biri daha hayatını kaybetti (80 yaşında bir japon), böylelikle gemi misafirlerinden ölenlerin sayısı 3'e yükseldi. gemiden hastaneye kaldırılmış kişilerden 36'sının durumu ağır. gemi yolcularının genel olarak yaşlılardan oluşması hayati risklerini arttırıyor.

böylelikle çin dışında ölenlerin sayısı 26'ya yükselmiş oldu.

diamond princess : 3
iran : 8
güney kore : 6
hong kong : 2
italya: 3
fransa : 1
filipinler : 1
japonya : 1
tayvan : 1

* türkiye, ermenistan, pakistan, afganistan ve ırak; iran sınır kapılarını kapattı. tüm uluslararası uçuşlar (iran'dan gelişler) tek taraflı ve geçici olarak durduruldu.

* gürcistan hükumeti salgın nedeniyle iran'a uçuşları durdurdu. kuveyt, iran'dan gelen gemilerin ikinci bir emre kadar ülkeye girişine izin verilmeyeceğini duyurdu. kuveyt ayrıca salgınının görüldüğü iran'dan yaklaşık 800 vatandaşının tahliye işlemini tamamladı.

* iran'da halk, hükumetin virüsü halktan gizlediği ve virüse karşı yetersiz uygulamalarını protesto etmek amacıyla lahijan, taleş, rudbar ve esfehan'da sokağa döküldü. iran'da milletvekillerinin meclise girmeden önce vücut sıcaklıkları ölçülecek.

* ürdün hükumeti, iran ve güney kore'den gelen yabancı uyruklu kişilerin ülkeye girişine izin verilmemesi kararı aldı.

* israil, son 14 gün içinde japonya veya güney kore'de bulunan yabancı uyruklu kişilerin ülkeye girişine yasak getirdi.

* güney kore'de psikiyatri hastanesindeki 102 hastadan 99'unda virüs çıktı . ülkedeki vaka sayısı 602'ye çıktı. çin dışında en çok vaka görülen ülke konumunda. güney kore'de corona virüs nedeniyle alarm seviyesi en yüksek düzeye çıkarıldı. vakaların bu kadar artmasından sorumlu tutulan kilisenin yetkililerinin üyelerine mesaj atarak " bu dinimizi yaymaya engel olmaya çalışan şeytanın işi ama bizi durdurmasına izin vermeyeceğiz. " şeklinde mesaj atarak kapı kapı dolaşarak hristiyanlığı anlatma faaliyetlerine devam etmelerini istediği ortaya çıktı. yetkililer salgın tehlikesi geçene kadar kiliselerde toplanılmasını yasakladı. kilisenin birçok virüslü kişiyi gizlediği düşünülüyor. virüs taşıdığı belirlenen bir kadın yetkililer onu almadan önce kasıtlı olarak 8 kafe, 3 süpermarket gezdiği ortaya çıktı.

* kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'nde corona virüs şüphesiyle lefkoşa devlet hastanesi'ne kaldırılan 74 yaşındaki hastadan alınan örnekler negatif çıktı.

* sağlık bakanı koca " van'da soğuk algınlığı belirtileri olan 5 kişi gözlem altındaydı. onların sonuçları da corona virüs açısından negatif çıktı. " açıklamasında bulundu.

* rusya, japonya'da karantinadaki gemiden 8 vatandaşını tahliye etti, 3'ünde virüse rastlandı.

* italya'da salgın nedeniyle venedik karnavalı iptal edildi. italya'da virüs vaka sayısı 157'e yükseldi. 26 vakanın durumu ağır. milano'da salgın endişesi nedeniyle süpermarketlerin rafları boşaldı. resim 2 3 4 5 6
7
8

* ingiltere'de 4 yeni vaka tespit edildi. dördü de diamond princess gemisinden tahliye edilenler. ayrıca ingiltere'nin tahliye ettiği 2 irlanda vatandaşında da virüs tespit edilmiş.

* diamond princess gemisinde 57 kişide daha virüs tespit edildi. böylelikle vaka sayısı 691 e yükseldi.

* kuzey kore, ülkeye gelen kargoların 10 gün boyunca izole edilmesine ve salgını önlemek için tamamen dezenfekte edilmesine karar verdi.

* iran'daki vaka sayısı 43'e yükseldi.

* hong kong'daki vaka sayısı 4 yeni vakayla birlikte 74'e yükseldi.

* tayvan'da 2 yeni vaka.

* japonya'da 10 yeni vaka

* avustralya'da ve israil'de 1 yeni vaka

* wuhan'da biri 29 yaşında, diğeri 42 yaşında iki doktorun daha ölmesiyle birlikte çin'de hastalıkla mücadele ederken ölen doktor sayısı 10'a yükselmiş oldu. wuhan‘da sağlıkçıların kalması için 7 gemi otele dönüştürüldü. doktor ve hemşire maaşları 3 katına çıkarıldı.

* japonya'da bu yaz yapılması planlanan olimpiyatlar için endişeler giderek yükseliyor. ingiltere'de bir milletvekili ingiltere'nin olimpiyatları üstlenebileceğini belirtmiş olmasına rağmen kendi ülkesinde de vaka sayıları artmakta. olimpiyat komitesi yakından salgının gelişimini takip ediyor ve buna göre karar verecek.

çin dışında görülen vakalar,

güney kore : 602
italya: 157
japonya : 146
singapur: 89
hong kong: 74
iran: 43
tayland: 35
amerika: 35
tayvan: 28
malezya: 22
avustralya: 22
almanya - vietnam: 16
ingiltere: 13
birleşik arap emirlikleri: 13
fransa: 12
macau: 10
kanada: 9
rusya: 5
hindistan - filipinler: 3
ispanya - israil : 2
nepal, kamboçya, belçika, finlandiya, isveç, mısır, lübnan, sri lanka, ırak : 1

altına imzamı atıyorum.
kadın beyni bir erkeğin de güçsüz olabileceğini kabullenemiyor,erkeği gerçekten erkek olarak görmüyor.

bunu hangi kadına söylerseniz söyleyin kendisinin asla böyle olmadığını söyleyecektir ama kendisi de ilk fırsatta vicdanını rahatlatıp gidecektir...

edit: hala inkar eden,bir sekilde üstte çıkmaya calışanları görüyorsunuz ama istediginiz kadar inkar edin.

şu başlık altında bile binlerce entry var nasıl yarı yolda bırakıldıgıyla ilgili erkeklerin.
bu kadar erkeğin benzer seyler yasaması tesadüf olamaz.

benden tavsiye kadınlarla asla tartişmaya girmeyin. ıstediginiz kadar anlatin,sizi anlama şansları yok. solipsist beyinleri bu gercekleri algılayamaz.

yapacağınız tek sey gülüp gecmek ve bir kadının söylediklerini asla ciddiye almamak,sadece yaptıklarına bakmak. o zaten size gercekleri söyleyecektir...

sağladığınız fayda kadar varsınız,bunu da aklınızdan çıkartmayın.

edit2: hahah bana liseden beri hayatına 3 tane kadın girmiş diyerek sik kadar beyniyle bel altı vurmaya çalışan yazarları gördüğümüz başlık.

kendimi ispat etmeyeceğim,yazılanlara sadece gülüyorum :)

ayrıca hala "benim başıma gelmedi,nasıl kadınlar seçiyorsunuz " tandanslı mesajlar atan arkadaşlara diyebileceğim tek sey:
bazı seyler sadece "zaman" meselesidir.

edit3:adamınız gol diyor
(bkz: #102567952)

yazısını paylaştığım için çıldıran bir feminist kardeşimiz daha. gercekleri hazmedemiyorsanız bulasmayacaksınız bu kadar basit...

edit4:(bkz: organize ticari arac cetesi)
destek olalım arkadaşlar.

herkes bence. yüzlerce sivrisinek leşim var.

olum bu adam gelsin diye yalvaran siz degilmiydiniz, hatta cok net hatirliyorum sozlugun anasini sikmistiniz hergun basligina yazip, noldu gene

öncelikle bir beşiktaşlı olarak kendisinden yazdığım işbu #102317534 entry'den dolayı özür diliyorum. uzun zaman sonra kadıköyde oynanan bir derbi maçında, çirkeflikleriyle nam salmış fb taraftarı ve oyuncu grubunun tüm ve sportmenlik dışı söz ve davranışlarına, yönetiminin ise haftalar öncesinden tv'lere çıkarak erken mesaiye başlamasına psikolojikmen yenilmeyen gordüğünü çalan verdiği kartların neredeyse hepsi yerinde olan bir hakem görmemiştik.

kariyerindeki ilk derbi maçı olan halil umut meler'i tebrik ediyorum

şu herife efendi, elit filan diyenler var...

öyle aileden olmuyor bazı şeyler...

bu herif bildiğin dümdüz holigan...

50 yaşında bir ergen...

sırasıyla kaçacaklar demiştik...

1. fiko 2. avcı 3. mersun 4. ali moçum yükleniyor...

fatih terim kaçacahahahahahahahahaha
onlar sıralamayı belirlesiahahahahahaha
omuz omuza şampiyonluahahahahahah
senin muriqi’n yoahahahahajahahahaha
3 temmuz ruhuylahahahahahahahahaha

tanım : en kibar tabiriyle dünya’nın en keriz takımı. hatadan ders alma veya akıllanma falan hiç yok. temkinli davranayım nolur nolmaz demek de hiç yok. ellerinden ne kadar geliyorsa o kadar göt olmaya çalışıyorlar her sezon. helal olsun gerçekten.

edit : şeyi unutmuşum. “mayıslar sizin olsun, biz nisanda şampiyonuahahahahaha”

sevgili süserler, hepinizin başına gelebilir. destek olalım. hukuk bilmezlik, tüketiciyi kandırma, kendini kurumsal zanneden tüm şirketlere sirayet etmiş durumda.

malum penta, türkiye'de birçok (asus, dell, hp, acer, canon, msı) teknoloji markasının distribütörü ve yıllardır insanları bu şekilde kandırmaya, düşürebildiklerini düşürmeye çalışıyorlar.

konu şöyle:
malum satıcı hepsiburada'dan yaklaşık altı ay önce 7000 liraya msı marka prestige serisi ultrabook satın aldım. ürün anakartı arızalandı ve servis iade değişim raporu verdi. buraya kadar sıkıntı yok. sıkıntı ürün değişimi sürecinde başlıyor, para iadesi istemiyorum. "seçimlik haklarım" gereği ürünün "birebir veya muadili" ile değişimini istiyorum.

==süreci anlatıyorum==

1-) servis, değişim raporunun bir nüshasını müşteriye bir nüshasını da msı'ın türkiye distribütörü ve garanti koşulları sağlayıcısı penta'nın değişim birimine gönderdi. (burası önemli satıcıya değil penta'ya gönderdi)

2-) değişim talebim üzerine penta çalışanları ilk başta "ürün modelinin stoklarında olmadığını" belirtti.
gorsel

3-) ürünün birebir aynı modeli yoksa muadilini ya da üst modelini yasal olarak vermeleri gerektiğini belirterek internet siteleri üzerinden stok kontrolü yaptım ve prestige serisinin stoklarında olduğunu belirterek ekran görüntüsünü attım. bunun üzerine kelime oyunları yaparak "ehehe muadil var elbette ancak sizin ürününüz stoklarda yok.. değişimi sizinle değil satıcı ile yapabiliriz, siz de onlardan alırsınız. müşteriye karşı ticari bir sorumluluğumuz yok" diyerek "seçimlik haklarımıza" biz tüketicilerin değil "satıcı ve distribütörün karar verebileceklerini" belirttiler.
gorsel

4-) bunun üzerine ise, geçmişte distribütör olarak benzer bir değişim yaptıklarını hatırlatmam üzerine, "o değişimin iyi niyet çerçevesinde yapıldığını belirterek" ürün modelinin stoklarında olmadığını, kendilerinin garanti koşullarında belirtilen tüketicinin seçimlik haklarından sorumlu olmadıklarını tekrar edip beni ısrarla satıcıya paslamaya çalıştılar.
gorsel

5-) bunun üzerine penta değişim birimiyle 5 ay önce başka cihazın değişimi için yaptığım telefon görüşmesinin ses kaydını da attım, ses kaydında "değişim yapma yetkisinin hepsiburada'da olmadığı, değişimden sadece distribütör olarak penta'nın sorumlu olduğu, değişim ürününün kendi stoklarından gönderildiği" değişim biriminden sorumlu ö.y. isimli çalışan tarafından açık bir şekilde tarafıma söylenmişti. buna cevapları ise yine aynı "müteselsilen" biz sorumlu değiliz satıcı sorumlu, oldu. (ısrarla aynı ürün yoksa "muadil" ürün istiyorum ve ısrarla "sizin ürününüz yok diyorlar" ve ses kaydı aldığım için tehdit ediyorlar, bu önemli)
gorsel gorsel

6-) bunun üzerine eh bir hepsiburada ile görüşeyim dedim, hepsiburada ürünün muadil modeli ile değişim yapabileceklerini distribütörün stoklarında prestige serisi notebook olduğunu ancak distribütörün 2100 tl fiyat farkı istediğini, ancak bu fark ödendiği takdirde stoklardan bana gönderilebileceğini belirtti. (bu arada gönderilecek cihaz cidden hb'de yok, satışta değil sadece distribütörün stoklarında var)

sonuç:
görüldüğü gibi esas mesele "fiyat farkı".
cihazı satın aldığımda 7 bin liraydı şu an 9500 tl. aradaki fiyat farkı, fatura hepsiburada tarafından kesilmiş olduğu için penta doğrudan benden isteyemiyor, hepsiburada'dan istiyorlar.

değişimi doğrudan penta yapsa, fiyat farkını talep edemeyecek elbette. böyle dolambaçlı yasaları eğip-bükerek, "biz distribütör olarak garanti koşullarından sorumlu değiliz, satıcı hepsiburada sorumlu" argümanlarıyla insanları kandırmaya çalışıp düşürebildiklerini düşürüyorlar. (daha önce değişim yaptı penta, fiyatlar aynıydı çünkü o zaman, yasal zorunlulukları zaten)

10 gündür süreç bu şekilde devam ediyor. param içeride. elimde değişim raporum var, stoklarda muadil ürün var, değişim mümkün ve penta biz müşterileri geri zekalı yerine koymaya çalışıyor.

tüketici heyetine dilekçe yazdım. ve avukata vekalet vererek gönderildi.
karşı tarafa maksimum zararla avukatlık ücreti, ticari avans faizinin uygulanması, heyetin yargılama giderleri ile bilirkişi masrafları ve tebligat giderleri de karşı tarafa yüklenecek.

bilginiz olsun, karşı tarafa maksimum zararla alın alacağınızı. atıf yapılacak kanun da "tüketicinin korunması hakkındaki kanun madde 11 ve garanti koşulları maddesi"dir.

firmaların ve distribütörlerin bu müşteriyi kandırma, dolandırma gayretlerine izin vermeyelim. asus, canon, acer, wd, msı birçok markanın distribütörü bu penta denilen firma.

defans hatası sonucu kaledeki tehlikeyi bertaraf ettikten sonra yüzüne bakın. resmen defans oyuncusuna -canım kardeşim bu yaptığın sana yakışıyor mu? diye bakıyor. adeta teessüf ediyor.

geniş aile ulvi

bende elmayı çiğ yemeyi severim, adam havuç yazmış amk.

sokucam depremine ama yeter lan her gün her gün

geçtiğimiz günler şunu yaşadım; eşimle yemek yedikten sonra restorandan çıkarken ben biraz geride kaldım önüme iki genç kız atladı, eşim de ben geliyorum düşüncesi ile kapıyı tutuyor tabi kızlarımız da sandı ki onlara özel yapılmış bir hareket.^* kapıyı tutuyor diye teşekkür etmek şöyle dursun yan yan bakıyorlar filan. salak bunlar, ciddi söylüyorum kafaları çok çalışmıyor ondan üzerinize alınmayın beyler.

2015 sonu 2016 başındayken kendimi dışarıya kapattığım için, eğitimle kariyerle gelecek planlamasıyla kendimi darladığım için gözümün önündekileri göremediğimi geçenlerde farkettim. normal bir şekilde arkadaşlarla konuşuyorduk. sırf lahmacun ve pizza yapabilmek için evinin bahçesine taş fırın yaptıran bir çocukla tanıştığımı anlatmıştım. anekdottan sonra eleman birden aklıma düştü sdgfdsjgfdd. kendisiyle dersi beklerken konuşmaya başlamış, 2 saat aralıksız muhabbetten sonra yemeğe çıkmıştık bir 4 saat de orada muhabbet etmiştik. ancak soyadını uzun bir süre hatırlayamadım sonra telefon rehberimde kayıtlı olduğunu anımsadım ve soyadını öyle buldum. kendisini sosyal medyadan stalkladığımda hiç değişmediğini, ilgi alanlarının hala aynı olduğunu ve çok mutlu bir ilişki yaptığını öğrendim. sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla herif tam ideal erkek arkadaş olmuş. ne mutlu ona diye düşünüp biraz da üzülerek profilinden çıktım.

gözünün önündekini göremediğin ve yanlış atlara oynadığını, olmayacak ilişkileri zorla oldurmaya çalıştığını seneler sonra farketmek üzücü oldu. işin kötüsü seneler sonra kendisini birden hatırladığımı bilse kahkahalarla gülerdi. utanıyorum kendimden lol.

yiğit bulut gibi tipler de bu işe karışmaya başladıysa ali koç'un arkasında durmak şart oğlu şarttır.

sonuna kadar başkanın arkasındayız.

haklarınızı bilin,
mevzuat
madde 5/6 ..
merkezi sistemle bireysel kontrole bağlı ısınan binalarda min 15 derece de ısıtma zorunluluğu var.
benim alt katım boş bir daire.
bir de üstelik ev havalansın diye camı da açık bırakıp gitmek gibi bencillik yapmış..
bu madde ile yönetime gittim.
haklı bulundu ve daire hala boş olmasına rağmen 3 aydır 15 derecede ısıtılıyor..
ekleme;
bu tip yapılarda daire sahibi; yaksa da yakmasa da 15derece karşılığı ne ise ödüyor.. bu bir kanun..! kul hakkı falan denmiş.. toplu yaşamı öğrenmekte fayda var..! idrak edemeyeni müstakil yapılara ya da köylerine alalım.. !!

telefon arkaplanı değiştirmek,

dağılmış odayı sıfırdan dizayn edip simetrik bir şekilde yerleştirmek (1 gün sonra yine dağılıyor amk),

el yazısı ile yazılmış notları kusursuz yazmaya çalışmak.

''seri aslında geçen sene bitmişti.''
size en büyük teselli bu olur.
v.a.r.'a rağmen eljif'in golünü veren tetikçi hakemle götü kurtarıp ağlayan emoji atmıştı resmi twitter hesabınız. şimdi oturun ağlayın.

rahmetli dedem yıllık kart çıkartırdı her sene, ev malum beylikdüzü’nde teyzem okulda etüte kalma şartıyla her gün okul çıkışı iki saat benle kuzenimi götürürdü. ulan çok güzel günlerdi be. dedemi ayrı tatilya’yı ayrı özledim.

6 yıldır fenerbahçe'yi kadıköy de yenemiyoruz o sene bu sene inşallah...

kimsenin yalan olduğunu iddia etmediği tapelerin gerçek çıkması olayı.

sadece tapelerin gerçek olduğunu söylemek yasak.^*

25 bin lira 10 asgari ücret...

bir insanın 10 aylık emeğine; ekonomik ömrünü tamamlamış, en az 20 yaşında, güvensiz, bitik, çürük en büyük lüksü kliması olan araçları layık gören sistemin de bizi buna mahkum edenlerin de allah belasını versin! ne diyeyim...

salgın hastalıklar, suriye ve libya seferlerinin başarısız olması, rus çarlığıyla aramızın yine bozulması, halk ağır vergiler altında ezilirken saraydakilerin lüks ve ihtişam içinde yaşaması gibi bilindik sebepler yüzünden yükselecek kur.

gecen sene eyyamla berabere kaldiniz diye halay cekiyordunuz amk ezigi

sene 1998 yer istanbul. üniversite sınavında sıralamaya girmeye çalışıyorum.( bunu söylememin sebebi olayın benim için ciddiyetini vurgulamak) alt katta bir savcı ve annesi yaşıyor. anne bütün gün tgrt dinliyor. ama hep birlikte dinliyoruz.

gittim kapılarına bir kaç söyledim. aynı şeyler tekrar etti. adam bir gün sende idareci ol biraz dedi kapıyı yüzüme kapattı.

sonra bir gün ailem tatile gidince güzel ses sistemlerinin ön panellerini söktüm aslan gibi yere dayadım.

ses sonda artık renkte sonda... açtım bir akşam vakti mahalle dinliyor o şekil..

çıktım gittim evden. en son evden çıkarken dönüp bir binaya baktım. gümbür gümbür maşallah ses geliyordu.

sosyal baskıyı rezilliği de kaldıramayacak birisi olduğum için terk ettim. gece geç saatlerde geldim benim evin kapısına polis bant çekmiş çilingirle kapı açılmış ses sistemini kapatmışlar. savcı abi beni bekliyor.

bu ne rezillik diye söylenmeye başladı. dedim müzik setinin alarmı kurulu kalmış sanırım kendiliğinden açılmış.

1.azıcık idare etseydiniz kapımızı niye kırdınız ?

2. sorum en alt kattan şalteri neden kapatmadınız

3. sorum kendinizi nasıl hissettiniz ?

at yarrağa annesine kulaklık almıştı. hala aklımda amına koyim nasıl bir travma ise domuz bağı yöntemi ile ayaklarından bağlanmış insanları anlatıyordu haber spikeri. hani şu evlerde gömülü cesetler çıkmıştı. hepsini teyze sayesinde ezberledim.

öldüyse rahmet olsun...

provokasyonlara gelmeyin , bunlar suriye’de öldürülen htş militanları , tsk nın nerede şehit naaşı bıraktığını gördünüz ?fetöcü alçakların ağızları bunlar ..

bir an için gerçek sandım. adımı feriha koyacaktım.

hocanın sene başındaki pas oyunu sevdası ve ilk 15 haftalık rezalet ötesi oyunundan sonra "ocak" ve "değişeceğiz" sözlerine ben bile ilk defa nasıl altında kalmıcak acaba diye merakla bekliyordum.

taraftarı dinlese şu oyundan dönmesi maks 6-7 haftayı bulmaz belki de sezonu piç edebilirdi. kaleden pas ile çıkıcam diye diretti ne oyuncusunu ne de kendi tercihini yedirdi.

sol iç oynayan ömer bayram tercihi olmasa bizim için sezon çoktan bitmişti. sonrasında sol kanatta daha da fazlasını yaptırdı. forvetin yokken adem büyük gibi bir adamdan fakir aguero'su çıkardı.

tüm bunlar en azından yarıştan bizi koparmazken lemina ve seri sezon başından beri yapılması istenen şeylerin ve set oyununun ırzına geçti.

gelinen nokta da takım sarri napoli'si misali kendisi için dünyanın en zor deplasmanında ilmek gibi pas yaptı. son yılların açık ara en bilinçli organize topunu oynuyor. muhtemelen de ikinci yarı maç kaybetmeden şampiyon olucak. olamazsa da bence sorun yok. net bir kimlik oluştu.

bütün bunları da kendi başkanı ile kaos içindeyken, ülkenin en zengin adamıyla üstü kapalı güreşirken, kendi taraftarı ses çıkarmaya başlamış ve belhanda için kelle isterken başardı. geçen sene ve şu sene yaşananlar gözümün önüne gelirken rahatlıkla söyleyebilirim ki;

adam kobe vari bir şekilde hatta saha dışı daha fazla şey ve baskı ile uğraşırken 24 yıldır net bir terim mentality ve başarı öyküsü. attığı tweetten, basın toplantısına, hakem itirazına, oyuncu motivasyonuna, kendisinin hırsına ve en yetersiz olduğu sanılan teknik kısmına kadar planlı ve ülke üstü bir figür. gs-fb kıyamete kadar oynar her sezon geride kalır şahsen ben sadece terim'in öyküsü için izliyorum tr içinde şu oyunu.

herkes kacirdigi gollerden bahsetmis ama o deparlari başkasi atamayacagi icin o golleri de ancak onyekuru kacirirdi. ikinci yari falcao'ya ayni topu attilar adamin dili götüne kaçti.

virus bulaştığı andan itibaren iktidarsızlığa sebep olduğu, iyileşseniz bile iktidarsızlığın kalıcı olduğu dedikodusunu yaymak.

hastalık kısa sürede azalarak bitecektir.

finans bilmemenin ekmeğini yemekteyim. kenarda 3-5 bişi vardı. lan bu para enflasyon karşısında eriyor, zaten şu an için harcamamı gerektiren bir durum da yok ne yapsam diyordum. tabi finans minans işlerinden ayıkmayan her türkün yapacağı gibi bastım altına. az buçuk biliyor olsam kesin bi bahane bulur girmezdim, malımı biliyorum. şansa ben alır almaz şahlandı namussuz.

(bkz: akıyor bu akşam maşallah)

(bkz: oha sözlükte kömbe bilen birileri var)

düşünsene ileride bir gün prens'in soyundan geliyorsun ama senin soyunda büyük büyük deden kraliyeti büyük büyük ninen için reddetmiş. dolayısıyla sen de kraliyet ailesine dahil olamıyorsun. şaka gibi. ben olsam iyi söverdim.

iyice zıvandan çıktınız amk. bunu eleştirince aktroll mü olunuyor. akp megri megrici de bunu niye eleştirince aktroll oluyoruz amk salağı?

şerefsizliktir bu saygı duruşu. kara bir lekedir vatanseverler için.

not: yukarıda bir adet canlı, bunu eleştirenlere aktroll demişti. silmiş.

ikinci sarıdan kırmızı görmesin diye alındığı oyundan çıkarken ikinci sarıdan kırmızı gören ruh hastası ^*

hmmm. çin'in rusya büyükelçisi.. inanak mı diye düşündüren açıklama.

ne oldu ozan. yere düşmüş rakibine tahrik edici şekilde bağırıp dayılanıyordun. olm efendi olun efendi.

bi ergün pembe bi ertuğrul sağlam olmak çok da zor değil.

eee sen adamla aylar boyunca falafel malcao diye dalga geçersen 20 yillik serini tak diye boyle bitirir iste.

üniversitede ilk sevgilisi ile 3 yıl , sonrasında 2 sene başka bir sevgilisiyle yaşamış ve okulu uzattığı 6. senesinde benim gayretlerimle mezun olmuş biri ile evlendim. bunun böyle bir tanımı olduğunu bu başlığı görünce yapabildim.

anlayamadığım durum; bunda ne var? hatta eşim evlenmeden önce 1 sene kadar da ingilterede yüksek lisans yaptı ve onu bekledim. o süre zarfında iki ev arkadaşından biri erkek bir fransızdı. güven olayı çok farklı bir şey arkadaşlar. siz karşınızdakine güvendiğiniz müddetçe bırakın gitsin. hata yapmadan geri döner zaten.

edit1: özelden neler geliyor neler.. ne genişliğim kaldı, ne midesizliğim. küfür edenler mi dersiniz. utanmaz herifler. siz türlü türlü ahlaksızlıklar yaptıktan sonra evlenin ve normal karşılayın, ama kadın beraber yaşadığı için sorun çıkarın değil mi? hadsiz herifler.

edit2: engellenecek kişileri başlıkta toplamam güzel olmuştur isteyen için. artık devamı sizde...

evde çiçek yetiştirip sebze yiyen insandan farkı yoktur.

vahşetin başkenti ve hayvan cehennemi sakarya'da meydana gelmiş vahşettir. kocaali ilçesinde sahilde kurşunlanmış, işkence edilmiş, kuyrukları ve yüzgeçleri kesilmiş 3 yunus bulundu. uçana, kaçana, yüzene işkence etmek bölge halkının genel karekteri sanırım. allah belanızı versin. lütfen tepkinizi valiliğe bildirin. kilitleyin telefonları. diğer vahşetler gibi bu olayı gözardı edemezler artık.
kaynak

böyle bir şey yok çünkü evlenince mutasyona uğruyorlar. sevgiliyken her ne görüyorsanız nikahtan kısa bir süre sonra sonra tamamen değişecek haberiniz olsun.

evlenesiye kadar size gösterdikleri sadece bir "intro", bir tür "teaser", "first look"... ama gerçekle alakası olmayan görüntüler.

hani şu yumurtayı fırçalayınca ilk günkü halini koruduğu iddia edilen boktan diş macunu reklamları gibi... çamaşırların yıkandıktan 1 hafta sonra bile kokusu hala burnunuza geldiği iddia edilen pespaye ve yalanla harmanlanmış yumuşatıcı reklamları gibi...

o hani evlenilecek kadın olarak belirlediğiniz dişi ile aynı eve girdiğinizde neler olacağını farkında bile değilsiniz. işte bunu farkında olmayan ve "ben evlencem abi artık yaşım geldi" diyen adamları gördükçe böğrüme öküz oturuyor adeta, nefes alamıyorum.

hani hayatı düzen içerisinde ilerlerken "abi belamı arıyorum, dur bi hayatımın içine sıçıp geleyim" der gibi...

allah belamı versin, zeus yıldırımlar indirsin, tüm roma tanrıları bana küssün ki "nafaka"dan bahsediyorsam. "nafaka" sadece bir sonuç. o sonuca gelesiye kadar yaşadıklarınız ve çektiğiniz ızdırap ise birer hicran yarasıdır.

klozetin kapağı kapanmadı diye histeri krizlerine girmeler, yastığı fırlatıp "git salonda yat" demeler, günlerce evin içinde küs dolaşmalar, ailelerin her boka salça olması falan filan işin folklörüdür. bunlar bile hiçbir şey.

ben her şeyi saatlerce yazarım, karşıma alıp günlerce konuşurum, boyu 1 metreyi aşan entryler de girerim ama bir erkeğe yolun sonundaki uçurumu gösteremem. düşmeden anlayamaz.

o zaman hep beraber elele atlayın dostlarım.

merak etmeyin ama ucunda ölüm yok.

ölüm gibi bir şey ama öldürmüyor, süründürüyor.

şeriatla yönetilen iran'a uğramayacak olan görüntüler. selam ve dua ile.

bu filistinlilere üzülmede moda oldu;

ermeni soykırımını kabul eden bunlar.

geçenki fırat kalkanı operasyonunu kınayan bunlar.

1. dünya savaşında mehmetçiği ingilizlerle birlikte asit kuyularına atanlar bunlar.

ben şimdi bu videodaki ne bok yediği belli olmayan bu filistinlilere üzülmek zorunda mıyım?

israil bunlara bela olduysa sebebi bunların mehmetçiğe zamanında yaptıklarıdır.

arapların hiçbirine üzülmem, üzülmeyi haketmiyorlar, benim askerimi eline güç geçirse canlı canlı derisini soyacak araplara üzülmüyorum, üzülmüyorum, üzülmüyorum.

(bkz: filistinli)ler arap değillermiş, başlığı okuyunca yukarıda saydıklarıma bir kez daha hak verdim.

edit: imla.